Antigone’nin korosu ve Özlem Çerçioğlu’nun cenazesi

Siz hiç tiyatroda Antik Yunan tragedyası izlediniz mi? Peki hiç Yunan tragedyalarına rahmet okutacak bir siyasi tiyatro izlediniz mi? İzlediniz, hepimiz izledik. Önceki gün Aydın halkı olarak Özlem Çerçioğlu tarafından sahnelenen bir tiyatro oyununu hep birlikte izledik.

Antik Yunan tragedyalarında koronun çok önemli bir işlevi vardır. Kahraman ne zaman yoldan çıksa, koro vicdanın ve adaletin sesi olarak onu doğru yola döndürmeye çalışır. Bunun sadece birkaç istinası vardır. Bunlardan biri de Sofokles’in ünlü Antigone tragedyasıdır.

Burada koro ilk başlarda hep güçlü olanın yanında hizalanır. Bu tragedyada Antigone’nin erkek kardeşi bir tiran olan amcası tarafından öldürülür ve cesedi şehir surlarının dışına atılarak çürümeye bırakılır. Antigone de kardeşinin cesedini alıp gizlice gömdüğü için yargılanır. Tragedyayı size uzun uzadıya anlatmayacağım. Çok etkileyici bir oyundur. Merak edenler denk gelirse tiyatroda mutlaka izlesin veya kitabını alıp okusun.

Bu tragedyayı size anlatmamın elbet özel bir sebebi var. Hem 30 Ağustos’ta Anıtkabir’de yaşanan Erdoğan şakşakçısı koro rezaleti hem de önceki gün Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısındaki belediye işçilerinden oluşan Çerçioğlu yandaşı koro rezaleti bana bu tragedyayı hatırlattı. Her iki olayda da korolar tıpkı Antigone tragedyasındaki gibi güçlünün yanında saf tutmuş, adaletin ve vicdanın sesi olmak yerine yandaşı olduğu güçlünün sesi olmuş, çığırtkan birer güruhtan başka hiçbir vasfı olmayan insan sürüsü görüntüsü çizmiştir.

Aslında halkın sesi olan koronun asıl görevi her zaman güçlü yöneticiye karşı kendi çıkarlarını, yani halkın çıkarlarını savunmak, adaletin tesisini sağlamak olmalıdır. Fakat bu iki örnekte görüldüğü üzere korolar halkın değil, güçlünün sesi olmuştur. Anıtkabir’de, yani aslında bir mezarlıktaki koro çığırtkanlığı nasıl süfli göründüyse, Aydın meclisindeki koronun durumu da aynı ahlaki bayağılığı ve seviyesizliği hepimize gösterdi.

Oysaki Antigone sadece kardeşini gömmek istemişti. Ama güçlünün yanındaki halk düşmanı koro, Antigone’nin yargılanmasına sebep olmuştu. Aynı şekilde CHP’nin Aydın meclis grubu da bir siyasi cenazeyi, yani Özlem Çerçioğlu’nu sonsuz uykusuna yatırmak için oraya gelmişti. Aslında onun için büyük bir iyilik yapıyorlardı. Açıkta kalıp cesedinin kokmasına, kurtlar ve çakallar tarafından yenmesine engel olacaklardı. Sonuçta tek kaybeden Özlem Çerçioğlu oldu.

İşin özeti şu: Aldığı oylara ihanet ederek tam karşı cepheye geçen Özlem Çerçioğlu, AKP’nin siyaset tarzına çabuk uyum sağlamış görünüyor. Belediye çalışanlarından oluşan korosunu seçilmiş belediye başkanları ve meclis üyelerine saldırtıp ortamı provoke eden, hık deyicisi meclis başkan vekili Polat Bora Mersin eliyle toplantıyı baltalayıp erteleten o, ama suçu yandaş kalemleri aracılığıyla CHP grubuna yıkmaya çalışan da o. Tıpkı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır yaptığı gibi değil mi?

Ama unutulmasın ki sahibinin sesi olan halk düşmanı bu koroların attığı sloganlar çoktan siyasi mevtaya dönüşmüş bir siyasetçi olan Özlem Çerçioğlu’nu ebedi istinatgâhında tutmaktansa, bir hortlak haline getirip çürümüş cesediyle ve üstünden yükselen leş kokularıyla aramıza katılmaya zorlamaktadır. Bu yapılan aslında hem Aydın halkına hem de Özlem Çerçioğlu’na bir işkencedir. Bu yanlıştan derhal dönülmeli ve Özlem Çerçioğlu tüm günahlarının bedelini ödeyeceği o ilahi güne kadar siyasi mevta olarak mezarında rahat bırakılmalıdır.

Bundan sonra da bu konularda çok konuşmak anlamsız olacak gibi. Zira bizim kültürümüzde siyasi mevta da olsa bir ölünün arkasından konuşulmaz. Bundan sonra konuşacağımız tek şey korodur ve koronun vicdanıdır.