Kadim dostum ve meslektaşım Suat Deniz’in kıymetli eşi Ayla Ekin Deniz son dönemde Aydın’daki eyyamcı ve goygoycu neşriyatın simge ismi olarak ön plana çıktı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu adına Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e açıktan saldırının öncü ismi haline geldi.

Ayla Ekin Deniz’in gerçek olmayan bilgiyi sanki gerçekmiş gibi yaymak, algı operasyonları düzenlemek, kuru gürültü çıkarmak, laf kalabalığı yapmak, asparagas haberler üretmek, olayları bağlamından koparıp başka zeminlere çekerek hedef saptırmak gibi pek çok yeteneği olduğu çok açık. Kabul etmek gerekir ki bu işleri gerçekten çok iyi yapıyor. Peki ne yapmıyor diye sorarsanız hemen söyleyeyim; gazetecilik, siyasi yorumculuk yapmıyor. Şöyle de ifade edebiliriz, yaptıklarının gazetecilikle bir ilgisi yok.

Evet simge ismi Ayla Ekin Deniz dahil olmak üzere anlaşıldı ki Özlem Çerçioğlu’nun eyyamcı ve goygoycuları sınıfta kaldı. Bu işte çok başarısızlar. Halbuki AKP’ye geçen ve cumhurbaşkanının himayesine giren Özlem Çerçioğlu artık çok havalı bir siyasetçi. Bir ricası ile neler başarabilir. Benim önerim AKP’nin propaganda makinesinin önemli dişlilerinden bazı isimleri Aydın’a transfer etmesi. Nagehan Alçı, Rasim Ozan Kütahyalı, Buket Aydın, Ahmet Hakan gibi bu işlerin duayeni isimlerden bir ya da birkaçını Aydın’a davet edebilir mesela. En azından bu tecrübeli isimler sarı binaya yanlışlıkla da olsa taş atmazlar. Elbet Özlem Çerçioğlu’nun bu isimlere çok daha fazla para ödemesi gerekir, ama bence değer. Çünkü mevcutlara bu işi yürütmesi zor görünüyor. Bize bunlarla gelmesi gerekiyor.

Neyse dönelim asıl konumuza, elbet Ayla Ekin Deniz bunları neden yapıyor diye sormaya, yargılamaya hakkımız yok. Ama söylediklerinin, yapmaya çalıştıklarının yanlış olduğunu söylemeye hakkımız var. İlk olarak Aziz İhsan Aktaş davasında CHP’li 7 belediye ve belediye başkanı hakkındaki iddianame kabul edilirken, Özlem Çerçioğlu’nun dosyaya dahil edilmemesini masumiyet ile açıklamaya kalktı. Tıpkı aynı zarftaki 2 oyun geçerli, 1 oyun geçersiz sayılması gibi değil mi? Aslında herkes gibi o da Çerçioğlu’nun AKP’ye geçtiği, cumhurbaşkanının himayesine girdiği için dosyaya dahil edilmediğini biliyor. Zaten bunu Çerçioğlu kendisi söylemiş, “Ben artık cumhurbaşkanımızın himayelerinde siyaset yapacağım” demişti. Hâlbuki Aziz İhsan Aktaş dosyasında adı en çok adı geçen Aydın Büyükşehir Belediyesiyken bir de kalkıp dosyaya Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’i bulaştırmaya çalıştı.

Son günlerde bir de Kuşadası Belediyesi ile ilgili Sayıştay raporundaki yıkılmayan iskele olayını sanki büyük bir suç işlenmiş gibi yutturma girişiminde bulundu. Ama belgeleriyle ortaya çıktı ki her yıl yıkım ihalesi yapılmış, ancak ihaleye giren firma olmamış. Ortada bir suç yok. Şimdi de çıkmış, “olsun, bunca yıldır neden yıkmadın” diye akıl dışı bir soru sorabiliyor canlı yayında. El insaf! Ömer Günel’e olmayan suçlar üzerinden polis operasyonu yaptırmaya çalıştığınızı dünya âlem görüyor.

Anlaşılan o ki Ayla Ekin Deniz’e verilen en önemli görev, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e yönelik kara propaganda operasyonları düzenlemek, olumsuz algı yaratmak. Ama bu iki örnekte de görüldüğü gibi yaptıkları içi boş söylemlerle kuru gürültü çıkarmaktan, asparagas haberden öte bir anlam taşımıyor.

Ayla Ekin Deniz’e hatırlatmak isterim ki sarı bina tamamen camdan yapılmıştır. Dikkat et başkalarının penceresini kırmaya çalışırken attığın taşlardan biri yanlışlıkla sarı binaya gelmesin! Tuzla buz olur maazallah! Mesela Aziz İhsan Aktaş dosyasında en çok adı geçen Aydın Büyükşehir Belediyesi ve başkanı Özlem Çerçioğlu ile ilgili tek kelime bile etmedin. Kuşadası Belediyesi’ni ve Ömer Günel’i bulaştırmaya çalıştın. İşte o taş sarı binaya isabet ederse inan ki sana en çok Özlem Çerçioğlu ve sarı binadakiler kızacak. Keşke bunları söylemeden önce sarı binadaki Çerçioğlu’nun en yakınındaki bazı bürokratlara danışsaydın. Bak iki olayda da attığın taş ürküttüğün kurbağaya değmedi. Çünkü söylediklerin içi boş söylemlerden ibaretti, kara propagandaydı. Tutmadı, tutmaz.