Kuşadası’nda tam 24 yıldır gazetecilik yapıyorum. Yani yerel siyaseti 24 yıldır aralıksız takip ediyorum. Tek yön konusu ilk kez ne zaman gündeme geldi bilmiyorum, belki Lütfi Suyolcu döneminde gelmiş olabilir.

Tam 30 yıl önce Lütfi Suyolcu tarafından Barbaros Hayrettin Paşa Bulvarı, Sağlık ve Kahramanlar Caddeleri ile ara sokaklar kapatılarak o bölge tamamen yayalaştırıldı. Orient ve Grand Bazar dahil mevcut turistik çarşı o zaman oluştu. Yayalaştırma çalışmalarına önce tepkiler olduğu, isyan edildiği bilinen bir gerçek. Ancak merhum Suyolcu’nun yayalaştırma uygulamalarında ne kadar haklı oldukları şimdi gün gibi ortada.

ÖMER GÜNEL KİMSENİN YAPAMADIĞINI YAPTI

Peki Suyolcu’nun geniş çaplı yayalaştırma projesinden sonra bu güne dek ne yapıldı? Koca bir hiç! Halbuki kentiçi trafik sorunu her seçim öncesinde gündeme geliyor, seçim kitapçıklarında her dönem çözüm önerileri arasında yer alıyordu. Bütün belediye başkan adayları tek yön uygulamasından bahsediyor, ancak iktidara gelince her ne hikmetse bu konuyu pas geçiyordu. Sözler veriliyor, ama iktidara gelince tek yön konusu unutuluyordu. Bugüne kadar kimse cesaret edemedi. Ama Ömer Günel bu cesareti gösterdi. Zamanın Ömer Günel’i haklı çıkaracağı muhakkak.

ÖNCEKİ BAŞKANLARA DA HAKSIZLIKLAR YAPILMIŞTI

Lütfi Suyolcu’dan sonra tek yön konusunun Engin Berberoğlu’nun ikinci döneminde konuşulduğunu hatırlamıyorum. Kentin nüfusu daha azdı, trafik bu kadar sıkışık değildi. Belki bu yüzden gerek duyulmadı.

Daha sonra Fuat Akdoğan’ın iki döneminde de tek yön uygulaması belediye meclislerinde konuşuldu. Ama hayata geçirilemedi ve ertelendi. Ama o dönem Fuat Akdoğan barakaları ve tenteleri yıktı, standart getirerek Kuşadası’nda büyük temizlik yaptı. O dönem yine aynı zihniyet ortaya çıktı ve barakaların kaldırılmasına karşı çıktı, isyan etti, eleştirdi. Fuat Akdoğan doğru bir iş yapmıştı. Ancak o eleştirilere kulaklarını tıkadı ve çalıştı. İyi ki o temizlik yapılmış Kuşadası’nda. Fuat Akdoğan’ın o gün yaptığının haklılığı ortada.

Esat Altungün dönemindeyse artık kentiçi trafik iyice sıkışmaya başlayınca aylarca süren çalışmadan sonra bir üniversite tarafından hazırlanan trafik master planı çerçevesinde sadece İnönü Bulvarında tek yön uygulaması başladı, ama bir kaç gün sonra vaz geçildi. Çünkü yine aynı anlayış karşı çıktı., isyan etti, eleştirdi. Keşke uygulamadan vaz geçilmeseydi, Esat Altungün tek yön uygulamasında geri adım atmayıp ısrar etseydi. Belki tek yön uygulaması bugün çok güzel bir noktada olacaktı ve bunları konuşmayacaktık. Maalesef olmadı.

Özer Kayalı döneminde ise bütün şehir yasası hayata geçmişti. Tek yön uygulaması defalarca konuşuldu. Ama Özer Kayalı, Özlem Çerçioğlu ile sürekli kavga edince tek yön uygulaması başka bir bahara kaldı. Keşke Özer Kayalı Özlem Çerçioğlu ile kavga etmeseydi, keşke tek yön uygulaması başlasaydı. Kuşadası bugüne kadar çok mesafe alırdı. Maalesef yine olmadı.

TEK YÖN BÜYÜK YATIRIMLARIN TEMELİ

Dünyayı biraz olsun gezen insanlar tek yön uygulamasının ve yavaş trafiğin çağdaş bir kent için gerekli olduğunu bilir. Tek yön, bazı cadde ve sokakları  trafiğe kapatarak yayalaştırma uygulamaları bugün bütün modern kentlerde, gelişmiş turizm merkezlerinde başvurulan bir kentleşme ilkesi olarak önümüzde duruyor. Bu uygulamalar aynı zamanda kente yeni yeşil alanlar kazandırmak açısından da büyük önem taşıyor.

Kuşadası sahile sıkışıp kaldı. Böyle bir turizm kenti olmaz. Yavaş trafiğe, yayalaştırmaya ihtiyaç had safhada. Tek yön aslında bundan sonra Kuşadası’nda hayata geçirilecek pek çok hizmetin  altyapısını oluşturacak. Tariş otoparkı, toprak saha, sahil düzenlemesi, daha sonraki aşamada belediyenin yıkılıp kent meydanı yapılması gibi Kuşadası’nın kaderini değiştirecek tüm yatırımların temelinde tek yön uygulaması var. Tek yön uygulaması olmazsa bu projelerin hiç biri yapılamaz.  Şimdi tepki gösterenler, birkaç ay içinde tek yön uygulaması oturup sorunsuz hale geldiğinde, örneğin Kemal Arıkan Caddesi başta olmak üzere Kuşadası dev yeşil alanlara kavuştuğunda, kentiçi trafik su gibi akmaya başladığında, hele önümüzdeki yıl sahil düzenlemesi tamamlandığında Ömer Günel ve Özlem Çerçioğlu’na teşekkür etmek zorunda kalacaklar.

Bu büyük değişim Kuşadası kent merkezini de turist açısından bir cazibe merkezine dönüştürecek. Özellikle tura çıkmayıp gemide kalan turistlerin Kuşadası’na inip gezeceği bir cazibe merkezi haline gelecek kent merkezinde ekonomi de doğal olarak gelişecek. Kaldırımları genişlemiş, dünya çapında bir sahile ve geniş yeşil alanlara sahip bir yaya aksının Kuşadası için hayati önem taşıdığı gerçeğini kimse inkar edemez. Kent merkezinde tek yön uygulaması ile trafiği yavaşlatıp kapanan bölgeleri yayalaştırarak, sahil düzenlemesi ile bütünleştirerek sakinleştirmemiz, turizmin hizmetine açmamız şart. Hayata geçirilen tek yön uygulamasının eninde sonunda turizmi ve ekonomiyi destekleyeceği gerçeğini bilerek, Ömer Günel’in başlattığı tek yön uygulamasına destek olmak kentililk bilinci açısından çok önemli.

KUŞADASI’NA ZARAR VEREN ZİHNİYET

Şimdi gelelim karşı çıkanlara. İşin özeti; Kuşadası açısından en önemli şey akıl ve sabır. Bu çok önemli. Her seçimde kendileri proje olarak sundukları halde bazılarının tek yön uygulamasına neden karşı çıktıklarını anlamak zor değil. Tek yön uygulaması iptal edilsin diye internette imza kampanyası düzenleyenlerin kafa yapısı net olarak şu: İnsanlar uzun yıllardır alıştıkları düzenin değişmesini istemezler. Bunu kullanarak tek yön uygulamasını iptal ettirelim. Ömer Günel’e geri adım attıralım, siyasi olarak zayıf düşürelim. İşte böylesine sakat bir bakış açısı, böylesine hastalıklı bir kafa yapısı bu. Kentin önündeki asıl engel bunlar. Sözde muhalefet yapıyorlar. Amaçları belli.

Mimarlar Odası Başkanı Ümit Acar eleştirilerini ve önerilerini açıkça ve net şekilde dile getirip saygınlık kazanırken, bunlar kendilerine güldürüyor, komik duruma düşüyorlar. Fuat Akdoğan barakaları, tenteleri temizlerken, Esat Altungün tek yön uygulamasına geçiş için ilk adımı atıp doğru icraatlar yaparken karşı çıkan bu sakat anlayış, bugün Ömer Günel’in hayata geçirmek için uğraştığı, Kuşadası açısından hayati önem taşıyan tek yön projesine karşı çıkıyor. Siyaseten güya mevzi kazanmak istedikleri için karşı çıkıyorlar. Uygulamanın doğru olduğunu onlar da biliyorlar. Ama populizmin daniskasını yapıyorlar. Kuşadası bugüne kadar ne çektiyse bu garip siyasi anlayıştan çekti. Bu kadarı yetmedi mi?

TEK YÖN TURİZMİ DE GELİŞTİRECEK

Turizmin durumu zaten ortada. Kuşadası’nda doğru dürüst yürünecek, yayalaştırılmış üç tane cadde var. O bölgeyi de Lütfi Suyolcu’ya borçluyuz. Turist böyle bir kente neden gelsin ki? Hadi o caddeleri de trafiğe açalım da olsun bitsin! Sen neyi savunuyorsun, biliyor musun? Bilmiyorsun. Doğru bir icraata karşı çıkıyorsun farkına mısın? İnternette imza kampanyası açan o aklı evvellere sesleniyorum; bir imza kampanyası daha açıp Sağlık Caddesi, Barbaros Bulvarı, Kahramanlar Caddesi, Orient ve Grand Bazaar ile kent merkezinde yayalaştırılmış tüm cadde ve sokakları trafiğe açalım. Hem de tek yön olmasın. Var mısınız? Bu kampanyayı açın, ilk imzayı ben atacağım. Hatta Ömer Günel’e de imzalattıracağım. Yeter ki siz imza kampanyasını açın. Hodri Meydan!

ÖMER GÜNEL’İN YÖRÜK İNADI

Ben bir yörüğüm. Annem de babam da yörük. Yörük inadını en iyi bilenlerdenim. Seçim döneminde Ömer Günel’in sürekli “Ben yörüğüm, çok inatçıyım. Kuşadası için inadım var” demesine pek anlam veremiyordum. Ancak tek yön uygulaması başladığından beri ortaya koyduğu dirayetli tavır, Ömer Günel’in o sözlerini daha iyi anlamamı sağladı. Tek yön uygulamasının eninde sonunda sağlıklı şekilde işlemesi Ömer Günel’in yörük inadı sayesinde olacak. Ömer Günel’e geri adım attırmaya çalışanlar yanılıyorlar, bunu net olarak biliyorum. Ömer Günel, siyasetçilik oynayan üç beş kişiye pabuç bırakacak gibi görünmüyor açıkçası.

Kuşadası’nın kaderini değiştirmeye çalışan bir belediye başkanı Ömer Günel. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile her konuda büyük bir uyum içerisinde çalışıyor ve Kuşadası’nın kaderini değiştirmek için uğraş veriyor. Bu kadar açık. Bu yörük inadı onda olduğu sürece başarılı olmaması için hiçbir neden yok.